DOOM
Genel tema olarak, korkuları ele aldım. Burda genel başlık olarak korkular olsada, gerek kendi korkularım, toplumun geninde olan afet korkuları alev ve lav gibi temel korkuları kullandım. Ayrıca pagan dinlerinden günümüze kadar ulaşan sembolleşmiş korku figürlerini de koleksiyonumda yer verdim.
Alt başlıklardan biri olan, kendi korkularımın başlangıcına gittiğimde, çocukluğumda içinde bulunduğum toplumun kültürel korkularından daha çok, popüler kültürün bana korkuları öğretmesine tanık olduğumu fark ettim. Çocukluğumda 94 yapımı Doom 2 oyununu oynamaya başlamıştım. Oyundaki npc monster karakterlerin, ilk korku algımı oluşturduğunu fark ettim. Benim için korkunun temeli o günün dünyasından farklı olmayan şeyleri o video oyunla temelleştiğini bugünün yorumuyla anlayabiliyorum. Benim için şu anki korkularımda o günün gördüklerimle başlamış, çok başkalaşmadan devam ettiğini anladım ve koleksiyonumda en çok beni etkileyen npc karakterleri kendi yorumumla koleksiyona kattım.
Diğer alt başlıklarda ise yine kendi yorumumu ön planda tutup, yorumladım. Siyah, kırmızı ve mint yeşiline yer verdim koleksiyonumda. Siyah rengin hiçliği, kırmızının stres ve korkuyu ve yeşilin ise zıtlığı temsil etmesini istedim.
Global etkenler, her zaman koleksiyonumda önemli bir role sahip oluyor. Her zaman özgünlüğü savunsamda, insanların algısıyla kendi yorumumu birleştirmek istiyorum. Bu şekilde moda dünyasında var olmak, insanlara bu koleksiyonu sunup, trendlerin iletişime geçebilmenin önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum.